4 Eylül 2009 Cuma

GRIP

Grip...

Dun sabah bogaz agrisiyla uyandim. Heralde odamin pencere ve kapisi acikti cereyan da kalmisim.

9:30 du odadan ciktim kahvaltiya oturduk. Maria'nin annesi seker biri bana MAI de dedi. Mai anne demekmis. Ulkeyi zaten sevdim'bir de tuz biber ekiliyor durumu oldu.

Gunun yine planli kadini Maria ile terminale yola ciktik. Rio´ya bilet alicam. Cok zor bir olay degil ama birakmadi ben gideyim terminale, neyse ben terminale girince sen beni bekle dedim. Gidip 3 ayri sirketi bulup fiyatlari karsilastirip bileti aldim. Burda sistem soyle otobusler 3 tip normal, konforlu ve lux sen ucretine ve saatine gore seciyorsun. Terminalde cigirtkan yok, bileti almayinca israr eden de yok. Kuyrukta beklemek cok duzenli.

Terminal oldugunu anlamadim oranin abartmiyorum.

I. Melih Gokcek'in ASTI'si geldi aklima. Rezillik dersin ya burayi gorunce o rezillige kepazelik dicem.

Bosuna I. Melih demiyormus, E. Colasan...

Ordan cikip metro ile sehir merkezine gecicez. Metroda binislere yardimci olan yonlendiren genc cocuklar var. Bunlar hukumetce genc yasta calismayi tesvik edici programa dahil olan kisilermis. Bizim ulkede de metroya binisi savas sanan dingillere de boyle cobanlar gerekiyor... E ulkeyi yillarca yoneten bir coban sulu varsa bu metrodaki goze batmaz bnce.

Insanlar yer veriyorlar yaslilara, amerika nin insancil olani Brezilya herkes cok nazik ve kibar. Ayrica empati ile davraniyor.

3.gun maria ya dedim korna yok mu burda? Cidden 1 kere korna sesi duydum. Arkadaslar lutfen korna calmamaya ozen gosterelim. Cok hos araba gurultusu olmayisi.

Pramoud ile bulustuk, bu sefer oglen ne canta var ne fotograf makinesi. Dedi ki oyle bir yere koydumki ben bile cikartamiyorum makineyi.. Digital kucuk bir sey almis yanina.

Birlikte buyuk bir parka gittik. Ben zaten nezleyim konusmadan takip ediyorum onlari. Park super, burda yine sadece park polisi var, demistim ya polis yapisi farkli. Her kulvara ayri polis. Parkta gercek brezilyalilari gordum. Yahu oha mi dersin aha mi dersin. 3G got gogus gobek ucuyor... 2 tur attim parkta hasta hasta maria bana HUNTER dedi.

Yarin RIO da gor sen Brezilyalilari dedi...

Parktan ciktik otobusle merkeze geldik. Otobusler cok iyi ayakta cok az insan var cunku sayisiz otobus var. Metroda 1 dakika da 1.

Eski bir tren istasyonunu gezdik. Yenilemisler. Burdan kenar mahallelere gidiyormus tren. Devlet hep rehabilite etmis. Cok sosyal ve insan odakli calismalar, herkes cevreye bilincli, apartmanlarda cikislar yangin tupleri eksiksiz, copler ayristiriliyor.

Halk luxe degil icerige bakiyor. Bizdeki lafi hatirladim "ben ne kaftanlar gordum icinde kimse yok,ne insanlar gordum kaftani yok" burda icerik cok degerli. Doktorlar ise sokakta steteskop ve beyaz onluk giyinmis halde metro ile geliyorlar. Anlayana...

Klimanin disariya zarar vermeyen turleri seciliyor. Pozitif de pozitif...

Aksam eve gelip biraz dinleniyorum. Canta hazirlicam. Maria'nin teyzesi geliyor. Italyan kokenli bakimli bir kadin. Gonullu calisiyor. Yaptigi is, intihar etmek isteyen ya da kendisini dinleyecek kimse bulamayanlarin aradigi bir telefona cevap vermek. Donusumlu ekiple yapiyor. Tavsiye vermiyor. Diyorki sehir hayati ve durum arkadaslarina vakit ayiramayan insanlar yaratti, sonucta cok insan 2 laf anlatacak kimseyi bulamiyormus.

Zamanim yok diyen sevgili dostlar bir hissetmeyi deneyin sizle konusmak isteyenleri...

Teyzesine bir CD hediye ettim taksim trio bayildi. Baklava da yedi. MAI ile gelecekler soz verdi.

Biletim hazir millet gidince yatiyorum. Tum gece ruyamda izmirli bir arkadasimi gordum... O da Sao Paolo'da anlasilan...

Birazdan devam.

Simdi otobusteyim RIO´ya gidiyorum etrafi izlicem.


03.09.2009

12:06


2 Eylül 2009 Çarşamba

Sen

Sen.

 

Misir tarlasinin arasindaki isik...

Kelimelerin danscisi...

Gozlerini gormek icin onu orten yapragi dudaklarimdan adini doktugumde gozlerinin onunden duserek, siziyla coskuyu bir tutan sendeki isigin acilmasini izlemek isterdim...

 

Su gibi gorunen bir firtinasin...

 

Yagdigin anlarda islanmak, gurledigin ani titreyerek duymak, isigin geldigi gozlerinin simsek olmasiyla kor kalmak benim yolum.

 

O sendin; o her adim attiginda kendini degistiren hayalim, her parmagini oynattigi an, eskiye dair parcalarin kopardigi sen.

 

Dudaga kadar gelmeden bile islakligi hissedilen, sicakligi benle olan.

 

Sendin O...

Biliyorum sendin…

Soyulduk Demistim...

Sokaklarda insanlar tuhaf bir harmonideler. Kimin ne yaptigini anlamak cok kolay degil. Bakiyorum ama hakkaten anlamadim. Kim turist kim yerli kim calisan kim fakir. Buranin en buyuk ozelligi bu aslinda bir tavan bir taban var ama cok birbirininin icinde.
 
Bir sokakta ilerlerken aniden bir bagrisma oldu. THIEF diye... arkami dondum Pramoud ceplerine bakiyor yaninda 6-7 kisi ona bakiyor. Anlayamadik durumu. Aksaray'da da buna benzer bir durum olmustu yillar once. Etrafimizi tipler sarmisti yine Pramoud'un cebine sokmuslardi elini.
Ne oldu dedik once anlayamadi. Biraz para vardi gitti dedi.
Iyice bak derken bir de kredi karti gitti dedi...
Is buyudu, bir brezilyali yardima geldi koseyi dondurdu bize orda polis var. Polis cok ilgilendi hatta kendi cebinden bize VISA merkezi arattirdi felan. Dedikki dokuman lazim bu durumu bildirmemiz lazim ve biz polis merkezine dogru yola ciktik. Yola ciktik diyorum cunku ne yolmus dedirtecek bir durumdu. Iste Turkiye orda basladi. Her gittigimiz polis bir baska merkeze yolladi. Pramoud diyorki Hindistan da da boyle bende Turkiyede de dedim. Maria burada da dedi. Genel bir sizi anlasilan.
 
Bir turizm polisine gittik. Icerden cikan polisi soyle solim: Deri gri cizmeler dusunun uclari sivri ve topuklari da sivri, boy 170 ama topuklarla 180 e geliyor; Dar kot giymis tum bedeni sariyor ve kotun onunde iki fermuar var acilinca fermuarlar dize kadar kot onden yaprak gibi aciliyor. Uzerindeki bluz alt koselerinden dugum yapilmis gobek gozukuyor. Kotun arka cebinden 100 real yari yariya firlamis. saclar sari, kirmizi bir ruj ve cok ciddi bir surat. Boynunda da amerikan polislerinin metal polis plakalari asili; Bir serif gibi duruyor. Ben dedim pramoud ne iyi ettin su cuzdani kaybetmekle bak Brezilyalilari gormus olduk.
Cok ilgilendiler ama orasi degilmis bizim isi yuruten. Baska bir noktaya gittik.
1.30 saatte cunku polis merkezleri o kadar sadeki gorunmuyorlar.
Bu 5. merkez aman yarabbi 2 oldu ayni polisin bir ust modeli; Bu gogus dekoltede olacak sekilde.
 
Biz isi tabi espriye vurduk zaten yorulmusuz. Pramoud bu arada hindistani aradi karti iptal felan etti.
Polislerle 1 saat form doldurduk 12 sayfa ifade ciktisi aldi.
Sonra ben dayanamadim dedim sizin polisler nasil cekiciler ben hep gelirim dedim. Dusunsenize bunu Turkiye de soylesen kan cikar.
Burda ne oldu dersin bayan polisin biri geldi. Benim koca TURCO dedi. eh bizimkiler gaza geldi sercan al birini diyorlar.
ben dedim yarin yine gelirim...
gulerek ayrildik.
 
Pramoud dan bir an evvel kurtulmamiz gerekiyordu cunku bu sekilde soyulmaya devam ederdik adam boynuna asmis D80 i geziyor. Tabii herkes bize bakiyor haliyle.
 
Zor bela eve geldik.
Aksam pizza yemege davetliymisiz.
 
Brezilya servas baskani ve servaslilarla. Bir restauranta gittik. Burda restaurantlar cok gelismis degil. Bu gittigim yer iyiydi ama garsonlar tezgah arkasinda bira iciyorlar. Kelle servisler felan biz turkler bu bolgeyi kesfetmeliyiz. Mehmet dedim icinden gel biz bu isi burda yapalim.
Bomba is olur burda.
Girisimcilere duyrulur;
Pizza restauranti 2 saat ordaydik 4 kere tum masalar sirkulasyona ugradi siz dusunun ciroyu.
Gurhan restaurantta bir sey dikkatimi cekti, yangin tupu havali restauranta boyanmis bir goz gezdir bakalim uygun mu?
 
Aksam gec vakit geldik. Biraz bogazim agriyor herhalde sarsti ilk gun.
Sabah kalktik, Maria Cengiz Kurtoglu dinliyor. Nasil muzik dedi. Ne diyeyim.
cok populer degil kendine gore bir keyboard kullanisi var dedim.
 
simdi bilet almaya gidecegim.
yarin RIO de Janiro da olcam...
 
02.09.2009
11.02

1 Eylül 2009 Salı

Ilk Gun SOYULDUK.

Sabah kalkisim 07.00 idi. Gayette iyi uyumusum.
 
Maria planlari anlatip durdu. Dedim ki cikalim kapidan ne olursa olsun.
Yola koyulduk.
 
Burasi Amerika'nin bir modeli gibi yapilmis. Caddeler oldukca genis hatta yandaki gokdelenlerde New York'u animsatiyor. Cok organize bir sehir. Etrafta gorsel reklam kirliligi yok nedenini merak ettim. Yeni gelen Belediye baskani tum baskilara ragmen kaldirmis dev ilanlari. Eskiden biz bu binalari goremezdik simdi gun yuzune cikti dedi Maria hakkatende oyle sade bir gorunum var. Binalarin en eskisi 400 yillik... Cok derin bir tarih yok tabii bolgede. Gezerken Maria nin yazdigi dergiyi saticida goruyoruz bana da gosteriyor...
 
Adim basi polis var, bu biraz beni sasirtti konusmak istiyorum dedim.
Konusmaya gittik polislerin yanina. Buradaki polisin calisma modeli Tokyo'dan alinmis. Inanilmaz kibarlar ve ictenler. Yabancilara karsi degil herkese karsi. Polis her konuda yardimci oluyor basindan insan eksik olmuyor. Cok duzgun kiyafetleri var onun otesinde cok disiplinliler. Oyle elde cay kahve yada sigara nobet tutani yok.
Tum ekipmanlari ve araclari da ust duzey modellerden. Bizim ulkemizden farklarini anlattim biraz. Onlarda sistem bilgisi verdiler. Karavanlarda mobil merkezler var surekli; Motorsikletli-bisikletli-atli polisler var. Ayrica polis kendi arasinda da ayrilmis: mesela bir grup sivil polis-bir grup sadece suphelileri arayan turde-bir grup ozel suclara bakiyor hepsini ayirt edebilyorsunuz. Ayrica karakol cok seyrek hep mobiller. Bizdeki gibi her ilceye 10 emniyet binasi diye bir kavram yok. Nasil hitap edersiniz dedim aractayken. Mikrofandan "dikkatinizi rica ediyoruz" derlermis. Bizde ufler dedim polis megafona, herkes yolu acar dedim. Inanamadi adamlar. Dedim bizimkiler oyledir, serinletirler...
Lakin bir ilginc manzara gordum ki gulmeden edemedik burda, bir kilise bahcesi 3 tane atli polis atlar bahceye sicmakta, kilise acik, yine bahcede parayla kendini satan kadinlar. Yahu dedik bu nasil bir ucleme...
 
Oglen bir ara yagmur parkina girdik. Park yagmur ormanlari agaclarindan olusuyor. Sembolize bir park. Orda liseye gide cocuklar vardi onlarla konustuk biraz, 16 yasinda sigara iciyorlar. Birde bir cinli vardi 10 dakika konustuk cocuk 30 kere yere tukurdu. Cin de malum ya bu tukurme olayi adetten... Cocuklardan birinin buyuk buyuk babasi turkmus. Alex felan deyince uctu ne yapacagini sasirdi. Fenerbahce dedi baska bir sey demedi. Ha birde alex formali fenerliler gordum gun icinde, halk her tur giyiniyor. Sokak ortasinda cok duzgun kotlu tipleri ustsuz goruyorsunuz. Soyle solim Maslak'ta is merkezlerinin orada oglen yemeginde ustsuz erkekler dolasiyor gibi bir sey kimse de donup bakmiyor.
Kadinlarin gogus dekolteleri ayri tabii. Gogsu kapamayan dekolte.
 
Uc bes tur derken meshur central kathedrale geliyoruz. Bu arada Maria 2 dakikada bir dikkat edin cantaniza, paraniza diyor acayip bayiyor artik her dakika hirsiz kolluyoruz ben en sonunda aman diyorum iplemiyorum.
Bir otobus duraginda otururken telefon geliyor. Arayan debora, Hintli Pramoud Kumar (servas genel sekreteri) brezilya da bulusurmusunuz diyor. Kabul ediyoruz. 20 dakika sonra pramoud ile bir aradayiz 36 saattir yoldaymis. Onla en son Italya da karsilasmistim bir kere hindistan bir kere de Turkiye'de. Dunyanin bir ucu arkadasimiz...
Servas boyle bir sey...
 
Geziye devam ediyoruz...
Ediyoruz ama Maria'nin hirsiz anonslari sonunda yakamiza yapisiyor.
 
Negatifi cagirdi resmen...
 
Ilk gunun yarisiydi yarin devam edicem...
 
02.09.2009
00:19

Brezilya'da Uyanmak

Gunaydin.
BONÇIA
 
Her zaman olur ya ilk once o ulkenin kelimelerini ogrenirsin.
Bana da oldu.
 
Ucaktan inicem ama ucagin inisini 3 saat once zannedince son 3 saat bir cile oldu. Saat karmasasi beni bitirdi. Sonunda Sao Paolo gozuktu de rahatladim derken, sehir o kadar buyukki gozuktukce gozuktu havaalanina sehir gozuktukten 25 dk sonra indik.
ADIOS
son sozum bu oldu ucaga.
 
Griple ilgili dokumanlar, polisle ilgili dokumanlar, pasaport dokumanlari dolduruldu.
Benim pasaport resmim 10 sene evvelki sacli halim oldugundan biraz cekiniyordum acikcasi, siraya girdik. Domuz gribi dokumanlari Turkiye'deki gibi toplandi. Adam ne yuzume ne dokumana bakti. Ohh super.
Pasaport sirasina geldik. Polis yok bayanlar var oyle uzerleri gayet spor giyinmis; Dedim bu mu pasaport icimden.
Bora'nin dedigi gibi. elimi kolumu sallayarak ulkeye girdim...
O esnada yanima biri geldi, her gelenin (every visitor) ulkesini yaziyormus. Turkey dedik. Hah der demez olan oldu.
Kuyruktan biri dedi ki "Baba turk musun ?" zaten soru abes. Deklere etmisim yandaki gorevliye, bu bos sorunun manasi ne kardesim dedim icimden. Tabii bulur beni ya Brezilya'da ilk gordugum kisi Turk oldu. Dedim ki adama dunyanin her tarafinda Turk bulmak kolaydir. Vallahi abi dedi ne guzel dedi ecnebi memlekette karsilasmak. Boslasam biraz beraber Brezilya'da gezelim dicek havasi var. Dedi de...  abim geliyor almaya seni de birakalim istersen dedi. Yok dedim sagol. Ben surdan otobuse binecegim. Tamam der demez bomba soruyu sordu. "Bavullari nerden alicaz ?". Biz boyle kasiliriz kasiliriz da iki tabelaya bakmayan ozurlulerizdir ya.. o esnada pasaport kontrol cagirdi dostum ben gidiyorum dedim. uzaklaklastim.
 
Cantayi felan alip Maria'yi da aradim ve otobus duragina gectim.
Bileti de aldik lakin ortalik biraz sakin, diyorsun ki Sao Paolo 40.000.000 luk sehir oyle bir beklenti var ya sanki saldiracaklar.
Yok oyle bir sey hersey gayet normal ve medeni.
Yanima biri geldi "sakiz ister misin dedi?"
aldik sakizi japon mus arkadas...
daha bir Brezilyali denk gelmeden ulkeleri geziyorum ben.
sakizi attim agzima iyyk igrenc bir sey " oglum tamam bitti isin' dedim. "bobrekleri verdin..." yanilmisim cocuk japon Toyota da calisan duzgun biri, dokunmadi sakiz. O otobusune ben otobusume.
 
Yola ciktik otobus soforu emniyet kemeri takinca bizim gobekli otobus soforlerini dusundum. Vay bea gobek olmasa bizimkiler de yapardi heralde.
 
Oldukca karisik bir yol guzergahi ile son duraga vardik.
 
Maria beni bekliyordu. sarildik gulduk felan. Eve taksi ile yola ciktik.
Yollar hakkaten degisik turden insan ve bunun yaninda da farkli tipte evlerle dolu. Kapiya yanasinca sanki suadiye de bir evin girisi gibi guvenlik isiklar felan ama dairelerin kapilari oyle bizim oda kapisi gibi. evde tuhaf bir yuksek kalite ve alcak kalite harmonisi var. Bu aslinda Brezilya'yi yansitiyor.
Balkonda bir lavabo var kucuk seyleri elde yikamak icin cok kullanilan bir seymis.
 
Yemek yiyiyoruz. Tropik meyveden adim atilmiyor. Tropik GOIABA; MANGO (Manga) birde pembe bir meyva MAMAO (Mamão). Sonra ekmekler cok super. Birde bizim icli koftenin kucugu ve tavukla yapilani var; KOSINYA (Coxinha)..., Tatli PUGIN
 
Hepsi Gostozo... Cok lezzetli..
 
Simdi sokakalara aticaz kendimizi. Ne olcak bakalim.
Beni beklemediklerinden bir karisiklik muhtemel tabii.
 
Brezil'ya ya uyandim.
 
01.09.2009
09.33 (Brezilya Local Saati)
 
 
 

31 Ağustos 2009 Pazartesi

Karanlik

Karanlik.

 

Uyutma seansi acilmis durumda, hostesler ucakta en iyi yolcu uyuyan yolcudur diye butun pencereleri kapatmislar. Gunesin ortasinda karanliktayiz.

Pencerenin perdesini kaldirip sizan bembeyaz isiga baktim simdi, yer yer golgeler var ama neresi anlayamadim derken cozuluyor konu. Okyanustayiz. Bulutlarin kucuk golgeleri yaniltmis beni, denizi algilamakta bir an zorlandim.

 

1000 km ile yol alan ucan 150 kisi ve bir demir yiginiyiz... Kaptan da manzaradan baymis olsa gerek, yok yere kemer isigini yakiyor. Kalkistaki maymunluklar bitti tabii.

Bir film oynuyor hell boy galiba, sesini kulagima aldim dinliyorum bir yandan.

 

Notlarima baktim biraz evvel inince ne yone gitcem diye, ufak bir hata yapmisim ispanyolca calisarak bu bolge portekizcede iyiymis, olsun alisirlar zaten benim ispanyolca simdi exit, this way, kac para seviyesinde oldu. Onlar cok benzesikmis.

 

2 gun Sao Paolo'da olcam sonra RIO.

Rio'da kalisimi Maria ayarladi. Ordaki onemli gorusme 4 eylul'de bir TV kanali ile, kanal sadece sosyal sorumluluk uzerine yayin yapiyor. Asli 5 ay once bu kanalla ilgili bilgi gecmisti. Ben de sansimi denedim, gorusme talebim kabul edildi.

Giderken bir cok dostumun calismalarini da onlarla paylasicam.

 

Aslinda beklentim yok ama cok heyecanli, ilk defa 11.ooo km uzakta bir yere saat ve gunu belli randevu verdim...

Ya da aldim. Ayni kapi...

 

Ardinda Sao Paolo'ya geri gelebilirim. Bir ihtimal direk Bounes Aires'e de gecebilirim. Servas konferansi www.servas.org 6 sinda basliyor. 8 inde orda olmayi planliyorum.

Sao paolo da bir de marina diye bir arkadasim var onun haftasonu daveti var ama bilemedim.

Bana kalsa konferansa da gitmeyebilirim. Secimli genel kurul oldugundan kulis cok fazla, beni yoran bir sey tanik olmasi da yapmasi da. Bu adaylik onemli, burda baris sekreteri secilirsem ve basarili calisma yapicak zemini de yaratirsam 3 sene sonraki secimde yine gorev almayi hedefliyorum. Su onumuzdeki hafta olcaklar onemli her gun baska bir olaya gebe.

 

Hava karariyor T.S.I. 23.48 burda ise 17.48 aksam 20.40 da bir otobus var, ahaaa kaptan konustu. Espaniol diyordu, ingilizcesi akil almaz yavaslikta duyan 1000 km ile bir seyi ucuruyora inanmaz. Iniyoruz 1 saate dedi, iyi bulut manyagi oldum burda yerkure degisiklik olcak.

 

Inince gorusuruz...

Alex, deivid, daniel, aragones, delgado...

Adriana :>

 

01.09.2009

00.01

 

Eve Donus

Eve donus:

 

Sanki yillar sonra geri geliyor gibisin.

Yeniden kurmak icin.

Hatirindakileri geri cagirmak icin.

 

Sen

Sabahlari uyandiginda hic yine mi?

Ya da o an gelip de haydi simdi dedin mi?

Belki bugun diye hissettin mi?

Hepsi oldugunda neden burdayim diyebildin mi?

 

Belki bunlarin hepsi icin su an ben dedim.

 

Eve donus...

 

31.08.2009

15:35

Korsan misin Kardesim ?

Korsan misin kardesim ?
 
Iki arada bir derede dedikleri benle ilgili galiba, pazar gunune, hem kahvaltiya misafir alip yeni proje ile ilgili gorusme, onu takiben cantayi 2. Kerede toplama, kuzenlere gittigimde bir arkadasimla 2 saat randevulesme, haydi hepsi tamam fenerbahce'nin macinin son 15 dakikasini izleyip oyunculari tanimaya calisarak milleti deli etme; ama semih icin 90+ larda gol atiyordu diye hatirlatip, 94 te Semih'in galibiyet goluyle ortaligi yikma...

Iki ara bir dere...

 

Yemekten once sufle yapim calismalarinda konumuz engellilerle ilgili calismalardi. Kuzenin teyzesi Arzu da tekerlikli sandalye kullaniyor cocuklugundan beri. Cumartesi gunki vizyon toplantisindaki gorevimden bahsettim. Sonra gelisimin basamaklarindan,nelere acilim yapildigindan soz ettim;bu pozitifligin yaratilmasi icin actigimiz bu vizyon toplantisinin "biri durdursun" diye bir baslik vardi, onu da Arzu'ya konu ettim. Korlerin sokaklarda aku ve keyboard ile yaptiklari performans; kabul edilemez bir geri durus, esitsizlik ve ajitasyon. Biz bir rock grubu cikartsak sokaga ususur zabita. Bu nasil bir esitsizliktir, hatta soylenen parcalar.. "Gozlerinin icine bakarken" gibi de baslamaz mi? Ne diyeyim.

Gulmesek de aglatmaz zaten...

 

Yemek sonrasi rio ve sao paolo dan dostlarla konustum. Gelis saatimi gozden gecirdik. Onlara gore aksam 7, bana gore gece 12 varis. Sabah ta 4 te kalkicaktim.

Sabah bomba sofor geldi, korsan taksi...

Eee her seyi de dogru yapamiyoruz.

 

Hepsi su ana kadar iyi gidiyor.

Su an taxi yapiyor ucak birazdan pist basina gelir Turkiye saatiyle 14.30, geciktik. Anonslar yapildi ama benim ispanyolca AMIGO seviyesinde oldugundan kemerleri baglayip acmalardan, uff, pufff lardan gecikmeyi fark edebildim.

Ucak airbus 340; ici gokte giden metro turizm havasinda, hostesler guatemaladan transfer, 1 saattir portekiz dervis muzikleriyle hidayete erdim. Sirf saksafon caliyor.

 

Ben yazdikca bizim aprondaki taksi uzuyor. Tum alandaki ucaklari gordum, hatta 2 kere gordugum 2 ucak var. Ciddiyim...

 

Gunun ise en guzel olayi burada blue jean parfumu bulmam oldu. Artik uretilmiyor son kalanlar bunlar.

Bizim iberia metro turizm ucan aygitta yerler baya bos, 30 brezilyali var ama susmuyorlar...

Yanim da bos yayildikca yayiladim.

 

Kitap almadim bu sefer sozluk okuyorum. Ispanyolca kelime, turkce bolumunun –A- harfinden basladim. 4000 km de D harfine geldim.

ESCUCHAR- dinlemek...

Kulagim kaptanda.

Kaptan les amigos ucas gracias a cok yakin.

 

Please remain seated dedi...

Kelleyiz..

Gazi verdi ucuyoruz vallla...

 

Havadan yazarim..

Telefon var.

Aklimdan oytun u aramak gecti, ne saskinlik..

Yoksa annemimi arasam.

Anne buyuk okyanustayim, evdemisin sen?

 

Kesin pist basi...

MADREEE

UCYOS...

Dios dios dios

 

14:53

31.08.2009

 

30 Ağustos 2009 Pazar

AN-SİZİN

BİRDENGELENSESİN
BİRDENGELENCOŞKUNUN
BİRDENGELENHİSSİNTAKİBİNDEYİM...

İÇİMİSTEDİDİYEVARİM
BENDENBİRSEYDİYEVARİM.
BENİMDİYEVARİM

ANİ
ANDA
YASAMAKİLECİKTİGİMYOLUNBİRYENİNOKTASİBU..

DELİYSEMDELİYİM.
SEVİYORSAMHİSSEDERİM.
ANDAYSAM
BENİMİM

ANDA
SENLEİSEM
SENİNİNİM.

AN
BENİM
AN-SİZİN...

30.08.2009/İLKGUN