10 Eylül 2009 Perşembe

EKRAN SEHRI

Burasi aslinda bir ekran sehri, herkesin bir ekrani var ve ordan yayin yapiyorlar.

Leblon kaldigim yer buranin bagdat caddesi, hal boyle olunca nezih semt kimligini burda oturanlar kendilerine yapistiriyorlar.

parlementoya gittim, orda da ayricalikli durum var, biz RIO nun parlementosuyuz, bu ulkenin ilk parlementosu algisi onde.

Politik olarak yapilan tuhafliklar burda da var, sadece kemaralar olunca konusan politikacilar, itirazlar, cikar gruplari burda da sutu bozuklardan olusuyor.

Halk daha dogal, bizim ulkedeki kadar ozgurluk yok, mesela plajda ustsuz guneslenirsen polis goturuyor seni, ama burda herkes altsiz daha cok. Kadinlar ip tanga erkekler speedo <slip mayo> giyiyor. Bu denizde mayo pek tutmuyor zaten dalgalar seni feci hirpaliyor speedo en iyisi. Sehrin icinde tanga ile degil ama speedo ile gezen bir cok kisi var, kimse donup bakmiyor, bizde sikerler adami.

Plazalar bolgesinde en eski bina 400 yillik, o binayada ne yapcaklarini bilemiyorlar, delilik.

Burda din cok cesitli halkin spiritual baglantilari cok afgan kokenli dinler de cok etkili burda grular bile var, hatta bir saint, kapadokyadaki saint george burda ilah...

Nasil soyliyeyim anzaklar geliyorya heryil. Burda saint george icin gelecek binlerce insan var.

Bu bilgiler icin halkla konusmak gerekiyor. Halk burda isa heykelinde cektigin fotograftan daha cok bilgi veriyor.

Suan halkin olmadigi bir plajdayim, yarin brasilia'ya gecicem, sakin bir kumsal gunundeyim, oysa iki gun once burasi et yiginiydi.

Aslinda o da eglenceli, surfculer dalga pesinde millette 80 cm´e kadar suya girip cikiyor. Suda sahile paralel cok sert akinti var, bir giriyorsun 2 dalga yesen 100 metre ilerdesin. Suyun icinine girmen yuzmeye degil sahile paralel yuruyuse dair oluyor.

Yazin duru m farkliymis, deniz guzel ama oglenden sonra yagmur yagiyormus, 1 saatte hersey olup bitiyor. Yine gunes ardindan.

Maclar cok kritik burda Sili macini da izledim. Kadin erkek ususuyorlar ekrana, birasiz olmuyor. Bira burda hafif 8-10 tane icince tuvalete ancak gidiyorsun, alkollu de olmuyorsun. Ne su, ne bira...

Aksam Andre'ye giderken sikisik trafikteydim. Ilginc bir olay yasandi.

Yan otobuste bagirisma kosusturma felan. Kafayi cevirdim eli silahli biri. Aksam 19.00 otobusu soyuyor silahla. Bende arka kosedeyim bir baktim polis indi arabadan kasila kasila agir agir rococop sanki anasini satim.

Baktim yuz yuze gelcekler hirsizla, bizim otobusun icinde yere yattim. Millete de yere yatin diye bagirdim. Herkes yapisti yere. Soforde 2 dakika sonra gazladi ilerledi. Arkamiza bakmadik. Sonra soyulan otobus bize yetisti. Millet icerde konusuyor. Cok normal bir olay, ne arac duruyor yerinde polis tutanak tutsun, ne baska ekip geliyor.

Teksas'in alisilmis gunu.

Esya ya almiyacaksiniz ya da alirsaniz sokun bir yerinize...

Ayni gun burda bir STK ile gorusmedeydim onlarda arka mahallelerde SLAM deniyor mahalleye, rehabilitasyon yapiyorlar, iletisim, insan haklari ve kucuk yasta silahlanmanin onune gecilmesi hususunda. Bizim STK lardan daha kucuk caplari ama <mesela ACEVden kucukler> ama is cok icerikli zor. Mahalleye inelim istedi, STKnin calistigi. Cunku tam icinde olaylarin, yanimiza bir siyahi bayan verdiler. Oldukca curretkar bir kiyafet vardi kendisinde, 7-8 sokagi gezdik prens charles da gelince burda gezmis, ne dusunceli degilmi sen yillarca somurge devletleri kur, onlarin icine et, sonra sictigin boku ziyarete gel. Avrupali ya cagdas prens...

Neyse 80 kurusa muz aldim 1 kilo, seker gibi. Onu yedik yururken, sokakta elinde silahli cocuklar var 10-16 yaslari arasinda, resim cekemedim uyardilar cunku. Bana asist eden dostu Markus cok korktu, ne isim var burda demeye basladi, aslinda yazar ve muzisyen kendisi. Bu bulusmaya araci olan arkadasimin arkadasi. Ilk karsilasmamiz silahlar altinda olmus oldu.Polis yok etrafta, olsa da barindirmazlarmis, sokakta hap <drug> tezgahlari var, anliyacaginiz heykel isa sehrin girisinde korumasini iyi yapamiyor. Evliyadan ermisten medet umanlara duyuru olsun bu da.

Markus ilginc bir sey dedi, kendimden utandim dedi sen taa Turkiye'den gel bu merkezi bul ben 41 yillik RIO'luyum, bu kadar yuzlesmemistim dedi. Dedim bizimde yuzlesmedigimiz basliklar var ama, niyet onemli edersen niyetini acabilirsin bir kapi. Belki cocuklarla muzik calismasi yapacak. Bir yerden baslamak lazim.

Andre ile konusuyoruz gunun aksaminda RIO bir numara dedi benim icin sonra SANFRANCISCO ve ISTANBUL geliyormus. Hepsi ayri telden guzeller dedi, biraz yorgundu bende sorunca cocuklarindan bahsetti, artik onlarla zaman geciremiyormus, cocuklar ayri dusmusler biraz cani sikkindi.

Tavsiye degil ama bazi paylasimlar yasadik. Sonunda kendisinin bir seyler yapmasi gerektigini hissetti. Karsidan bekleyerek olmuyor.

Onlarin her dedigini yakin olmak icin yapmis, sigara parasini bile veriyor. Garip bir acilim tabii. Andre'nin babasi aradi o ara baktim soguk konusuyor. Sen babanla soguk konusuyprsun bunu ben bile dil bilmeden algiladim, sonra cocuklarindan sicak olmalarin bekliyorsu n dedim, sarsildi biraz. Ogluyla tanistiricak beni. Anlariz o zaman meseleyi...

Aksam Marcel in evine gidiyorum, sato kirmasi bir ev, korkunc ama kahverengi hersey, her tarafi doldurmus, kadinlar hayatinda alan birakmamak icin odayi doldururlarmis. Feciydi burasi icim daraldi.

O kapidan o kapiya gecisler, surekli karmasa. Uyku bastirinca ciktim, enerjim emildi resmen...

Su sesinde yazmaz guzelmis, RIO'ya bak, denize bak, pda e bak...

Ayagima su geldi 5 metre acikta olmama ragmen, haydi yeter diyor anlasilan.

Aksam couchsurfing RIO bulusmasina gidecegim.

Okyanus, okyanus...


10.09.2009

13.21

8 Eylül 2009 Salı

Dugun Dedigin BUDUR Baskasi YOKTUR

Sabah kalkisimiz 12.00
E tepinirsen bu kadar sonu budur...
Erken bile kalkmisiz. Gerci Fransisco  daha kalkmamis. Sahilde yuruyorum bir sure. Cunku yagmurlu ya kimse yoktur diyorum, ama yanilgi. Burda hava kapali olsa da herkes yine sahilde semsiye altinda, deniz olmadan olmuyor. Bir iki saat dinlence yasayip eve donuyorum.

Hazirliklar dugun icin. Hersey guzel takim elbisemi ve altina spor ayakkabilarimi giyiyorum. Taksiye atliyoruz once Fransisconun kiz arkadasini aliyoruz. Deli bir kiz yine deli var yani etrafta sanatci ruhlu bir kiz. 5 gun onceden hazirlanir kizlar dugune dedim yok ben 5 dakika once hazirlandim dedi. Belli cok rahat biri.

Kiliseye variyoruz sehrin merkezinde. Bu kilisede dugun yapmak icin 1 sene onceden gun aliniyormus yer yokmus. Oha demekten alamadim kendimi yahu o surede insanlar ayrilir deyince yedek liste var oradan giriyorsun dediler. Aman ne iyi illa yuvani yapacaklar her yerde ayni...
Kilise dugunu dedigin soyle bir sey cicekler susler kirmizi halilar felan. Buraya kadar hersey normal simdi dikkatle dinleyin.
Kilise her harekete para aliyor. Peder e bile... Yasadin peder...
Kirmizi hali 2000 $ kac tane sarkici caliyorsa o kadar artiyor para, mesela giriste bir parcami istedin hop 1000 $ biniyor.
Canli borazanlar mi calsin gelin girerken hop girdi borazan... 500 $ per borazanci...
Ha bir de cok tuhaf bir uygulama var, best man best woman bunlardan best man grubu kankalar yanii. kanka cok ise damada daha cok giriyor, ozel bir takim giydirmsi lazim herkese. Cok sevilenin varsa her dugunde best man sen isin bitik.
Insan sevdigini sikermis derler ya o hesap...
Toplam 50.000 dolar, sukur muslumaniz...
Dugun baslayinca once aile uyeleri ve kankalar kiz erkek kol kola geciyorlar allah beni cok seviyordu damat gelin gibisine podyum gibi mal mal yuruyorlar...
Sonra aile yakinlari felan. En son da kucuk gelin damat 7 yaslarinda onlar yuruyor.
Gelin en son gelirmis. neyse kapinin onunde arabadan iniyor babasi getiriyor. Heyecanli bir an ilginctirki bizim evlenme aninda calan muzik caliyor. Muslumanlik bitmis diyorum duysun tutucu muslumanlar hristiyan muzikleriyle dunya evine giriyorsunuz...
Olaylar bitmiyor, peder de sira 20 dakika konsuyor belki cok guzel seyler soyluyor ama bende bir manasi yok. Tum ciceklerin resmini cekiyorum yine bitmiyor pederin konusmasi, bir anda o konusan peder sarkici kesiliyor. Halllaaaaluyaaa hallalalaluyaaa allah sarkiya dondu peder.
Gelin damat opusun diyor hop dudaklarina yapisiyorlar birbirinin...
Alyans dedi bir ara peder ayni galba bizle. Alyansi ayarladin mi PEDRO?

Pedro´ya giren girmis...

Kilise deki soygundan cikip daglik arazide dugune gidiyoruz.
Iste bomba burasi, giriste herkesin fisi var kontrolle giriyorsun. Arada dugune kaynama imkansiz. Bizde olurya iki sey yesinler diye.
Neyse hediye fasli yok liste var o listeye gore bir seylerin parasini veriyorsun. Para ile damat ne yaparsa yapar. Peder e calismistir muhtemelen.
Gerci bu aile varlikli galba.

Yemek basladiginda tepsiyle yiyecekler geliyor garsonlarin elinde sende elinle aliyorsun, bunlar on ve ara sicaklar. Sonra acik bufe, sonra da acik bufe tatli.
Lakin burda yemeklerin tadi felaket. Yiyemiyorum tatlilarsa muthis muthis...

Ama en guzeli dans olayi, kimse oturup masada yemek beklemiyor yada anneler carlos pilav geldi yemiyecekmisin gel sonra dans edersin felan demiyor. Carlos hep sambada.
Yani hic oturmayan gelin damat ve koca insanlar.
Muzikler parti kivaminda. Bir ara susler dagitiliyor, sakalar gozlukler yilbasi partisi gibi, yahu nasil cilgin bir gorseniz. Damati soyuyorlar havaya atiyorlar. Gelin damadi kucaga alip havada opusturuyorlar. Gelin buket atiyor, buketi kapmaya birbirini yiyen bekar kizlar, birde kurbaga atiyor gelin kurbagayi yakalayan opuyor ki bir prens olusuyormus o anda...
Allahim neler neler, 50 yasinda tipler dans edip dudak dudaga, kucak kucaga opusuyorlar. Lise partisi gibi dugun. Bir ara terlik dagitiliyor bu parmak arasindan turde, tum kizlar topuklulari cikartip onu giyiyor. Yahu milli terlik burda o herkes her dakika onla. Bizdeki gibi Leonardo tum gece topuklu ayagimi vurdu, maria nie giymedin terlik dagittilar, olurmu o kadar insanin arasinda o terligi nasil giyerim leonardo...
Yok abi boyle bir sey rahatlar...
Cok rahatlar ne terlik ne aski ne baska birsey gelinin kiyafeti o kadar sadeydiki, kiz arada pedro ucunu tut felan olmadi, kimsenin gelinlik umrunda degil. Hasta oldum bu dugune...
Benim su ana kadar gittigim tum dugunlerdeki eglenceyi topla bunla eslesmez...

Degdi lan pedro 100.000$ a helal olsun.

Dugun dedigin budur...

06.09.2009
RIO


Coskunun Ulkesi BRAZIUV

Cumartesi hazirliklari hep olur...
Huyum kurusun yine 4 te yapip 9 da kalkmisim. Yikilcam...

Aslinda oldukca heyecanli bir gun cunku sansima burda arjantin-brezilya maci denk geldi. Herkes maca kitlenmis durumda Dunya kupasi elemerinde guney amerikada arjantin ve brezilya eslesmek durumunda cunku tek grup var.
Ilk maci Brezilya almis.  Bende icimden Brezilya kazansin istiyorum cunku tepkileri merak ediyorum.

Gun icinde hava biraz kapali deniz kenarinda dolastim dalgalarin deli halini izledim.
Burda cok gucluler, oyleki haftasonlari eger hava iyiyse sahil cok feci kalabalik oluyor ve bir suru cankurtran var. Hatta helikopterler sahilde tur atiyor. Bogulan olursa yada zor durumda kalan file atip havadan cekiyorlar. Sonra sahile koyuyor helikopter.
Ilk girisimde akintiyla mucadeleden baska bir sey yapmadim.
Oyleki bilegine kadar gelen su bile seni yere devirebilir. Bu sebeple zaten tum denize girenlerin her tarafi kas yigini...

Biz aksama hazirlanirken bir bulusma gerceklesiyor. Servaslilar Copacabana da aylik bulusmalarini yapiyorlarmis, bende gittim. Oyle ki bulusmaya servas´i Brezilya´ya getiren bayan Sandra da var. Genis bir acilim. Sandara´nin annesi nerdeyse herkesi kabul etmis kendisine yazan 13 senedir. Bir tur delilik akillisi cikmaz zaten karsima.
Kafede cok guzel bir sohbet oluyor, gulmek ortak lisan. Burda servas in kapali olmasinin etkisi iyi bir goruntu rio da hep bilikteler. herkesin herseyden haberi var ve birbirlerine de destek oluyorlar.

Topanti sonrasi, Marcio bizi arabasiyla Lapa´ya birakmaya karar veriyor. LAPA heart of Joy. Tabii yine uyarilar aman dikkat et. Yok diyorum umrumda degil, dikkat edicem diye yitiremem kendimi. soyarlarsa soysunlar...
Burda soygunlar oyle boyle degil.
Otobus felan soyuyorlar silahlarla girip belediye otobusunu 5 dkhareket halindeyken soyup bir sonraki durakta iniyorlar.
Ama esas bomba burda tuneller var guneyle kuzeyi ayiran gece 12 den sonra uzun namlulularla tuneli kapiyorlar. Yaklasik 100 araci soyuyorlar. Teksas gibi denirya harika bir olay film gibi beni de soysunlar cebimi veririm onlara dedim millet cok kizdi bu cok ciddi dediler. Ya ne ciddisi ben resim bile cekerim valla...

Lapa aksaminda sanatci dostumuzla Zincir halkasinin ardindan biz bir cafeye maci izlemeye gidiyoruz.
Burda herseyde sira var, ismini yazdir bekle hic hengame yok hic surat asma yok millet kapida beklese de sokaga servis yapiliyor herkes cok mutlu.
kapida sira bekliyor diye surat asan kiz gormedim.
Iceri girince de olay su sakince sirani bekliyorsun garsonlar biraz yavas. Burda da garson deniyor yazilisi GARCON -c- harfinin altinda cengel var ben bu klavyede yapamadim. oyle cengelli olunca -s- diye okunuyor.

Mac basliyor ana millet konusmaya devam ne macin sesini veriyorlar ne de baska bir sey. garsonlar dolasiyor arada kalkanlar oturanlar. dedim bizde keserler adami boyle olursa birak mac sesini muzik sesi bile kisik. Millet birbiriyle konusmaya odakli.
Gol oluyor ana herkes bir zipladi ve oturdu. Yahu diyorum bu kadar mi? cok iddiali degil ya mac boyleymis.
Kucaklasan da yok diyorum bizde gol olsa herkes birbirini oper. Burda opusme olmaz diyorlar erkekler birbirini opmezmis. Ama kizlarla opusurken cok curretkarlar vakumluyorlar.

macin harareti 3-1 Brezilya galibiyetiyle bitiyor. Burda oyle hakem dudugu calar calmaz reklam felan girilmiyor. Ayi grubundan degil yayincilar. Sifreli yayinda yok. Adamin umugunu sikarlar valla sifre olsa.
Hesaplardan bahsedeyim burda 600 ml bira siseyle v uz dolu kovanin icinde geliyor ,biranin tanesi 5 ytl, millet 5-6 tane iciyor rahatlikla. Barlar 3 kati ucuz bize gore...

Cikista bir Brezilya muzigi olan yere gidiyoruz. Burda giris daha karisik. Damsiz aliyorlar mi dedim? sasirdilar yahu biz zaten dam bulmaya gidiyoruz. Sen yemege yemekle gidildigini gordunmu diye firca yiyorum. Kultur farki tabii...
Giris 20 real - 15 ytl kizlara 18 real. yani iceri yemek girsin diye heralde. Benim fikrim degil brezilyalilarin fikri...

Gece kulubunde 10 kisilik bir orkestra surekli brezilya muzikleri caliyor. Burda herkes dans ediyor birini dansa davet et OK diyor hemen danstan sonra tesekkurler deyip ayriliyorsun. Ama yabancilarin avantaji var. Bir yabanci dans ederse kizlar konusuyorlar onunla ben ettim konusuluyor hakkaten. lakin ben konusmama ragmen dans edemedigimden sohbeti bitirdik. Kizin ayaklarinin ustunde dans edilmiyor. Kasildim...
Francisco muthis dans ediyor kizlari ucurdu havada o kadar soyliyeyim. Kendilerine Caraoke diyorlar gercek RIO lular, bizde ki laz cerkez gibi.

Saat 4 e kadar dans ediliyor. Barda icki servisi felan felaket kalite yok cok dogallar. Ama millet bir dunya. oturan yok kipir kipir.

En son kapaniyor artik herkes istemeyerek cikiyor hatta bilgisayar acik kalmis windowsun kapanma sesi hoparlorden duyuluyor komedi bir durum guluyoruz.

Otobus beklemeye sokaga cikiyoruz.
Herhalde en ilginc otobus bu, cogu yari ciplak herkes konusuyor gurultu kahkaha hepsi bir arada, sofor zaten bizimkileri donunda sallar o araci nasil kullaniyor inanamassiniz. Ucuyor ama sicmiyor. Patates gibiyiz bir solda bir sagda. samba otouste de devam. Bilet kesen adam walkman takmis bizi izliyor kimse sikayetci degil.

Bende mal mal izliyorum milleti.

Eve varisimizdan sonra yataga gun agrirken griyorum saat 06.00

Braziuv...

05.09.2009





7 Eylül 2009 Pazartesi

Zincirin Halkasi

Bir kac arkadasim bilir benim Misir´da yasadigim olayi;

Gece saat 09.00 sularinda ben tutturuyorum piramidlere gidelim diye, altimizda araba da var ama mudur biraz cekingen, ben cesitli arapca dualar ve muhendise mekanike kivami ile allem edip kallem edip kahire merkez deki piramitlere gitmek icin hem arac sofrolerini hemde muduru ikna ediyorum.
Piramidlere vardigimizda goruyoruz ki isiklandirmislar her yuzeyini, rengarenk cok hos bir goruntu. Araba duruyor iniyorum ama, inmemle beraber tum isiklar sonuyor.
Ilk tepkim hay a.k... cidden aynen boyle sesleniyorum zaten anlayan yok...
Karanlikta piramidlerden eser yok, ben mal mal yuruyorum orda develerin yaninda, diyorumki madem goremicez hacet gidereyim bari deyip isemeye basliyorum. Iste o anda isiklar geri geliyor, benim piramidleri gorusum ve milletin beni piramidlerin dibinde iserken ki gorusu boyle oluyor.
Tabii ilgi artiyor bir anda, ilgi etraftaki develerden degil de yerel halktan, abi sen ne yapiyorsun gibi...
Isemek sorun degil tabii, sorun bu saatte isin ne piramitlerde ?
Piramidleri gormeye geldigimizi anlatiyorum, ilkin kapali ve isiklar yanmiyor durumunu paylasiyoruz.
Yaslica bir adam diyorki ¨gec bunlari, sana ben iceriyi de gosteririm, ama burda askerlere rusvet vermen gerekir.¨
Bir saskinlik ani tabii bende...
Ben mudure bunu soyluyorum mudur orali olmuyor.
Ben de yapmak istemiyorum ve adama diyorum ki bak sen burdasin ben gelip seni bulcam gircem iceriye bir daha ki sefere diyorum.
Ondan gelen cevep su oluyor... ¨Listen to me my friend, today is today, tomorrow I do not know !¨
...

Gece yarisi Lapa´ya indik. Burda Brezilya-Arjantin macina denk geldim, bir barda izliyecegiz merkezi bir yer burasi eglencenin kalbi. Francisco biraz tur atalim diyor. Sokak aralarina giriyoruz. Burasi merdivenleriyle unluymus. Her ulkeden fayanslar var, o fayanslarla merdivenlerin tamami kaplanmis.
Cok ilgi cekici geliyor.
Birden yanimda biri bitiyor cocukla konusmaya calisiyorum, sanki melek gibi bir hali var bir sey isaret edecek gibi. Ben merdivenlerdeki fatih sultan mehmeti ve turk bayraklarini gosteriyorum cocuga...
Oda hikayeyi gosteriyor duvarda yazilan, francisco da okuyalim hadi diyor.

Yillar once bu merdivenlerin bu halini begenmeyen delinin teki, bunlari Brezilya ulke bayragi renklerinde fayanslarlla kaplamaya baslamis.  Aslinda Silili kendisi ama Brezilya sempatisi varis, cok da guzel olmus tam bitti dedigi anda deli ya bu, bu boyle bir sey degil ben oyle istemiyorum demis aklimdaki bu degil. Yaptiklarini cekicle kirmaya baslamis. Sonunda oyle bir yola girmis ki; canli, ve sureklilik arzeden su anda da 15 inci yilinda olan canli bir eserin sahibi olmus. Burasi devam eden sanat calismasi, hergun baska fayanslari eklenip cikartiyor.
Bu surecte bir gun dahi kendisi fayansa cizim yapmamis, hep gelenleri yapistirmis.
Taaki bir gun hayatina giren bir hamile bayana kadar. O kadindan cok etkilenmis ve kendisi bu ozel durumdan dolayi hissettigi vurguyu resme dokmus. Hamile kadin SELARON´un ilk ve tek figuru olmus ve surekli onun resmini bu merdivenlerle birlikte yapmaya devam etmis.

Benim melegim bu yaziyi okurken bana seslendi: sergio, you want to meet with SELARON he is here...

Karanlikta merdiveleri cikan bakimsiz bir adam...
Ilerliyor hatta nerdeyse gozden kaybolmak uzere.

O anda kendimi piramitlerde buldum.
Bugun dedim...

YES, call his name I would like to talk...

Francisco da sasirdi adamin pesine kostuk. Ayakta iki laf ettikten sonra iceri aldi bizi, bir atolyesi var, hamile kadin resimlerini yaptigi orda konusmaya basladik.
Sen hayalcimisin dedigimde gozlerinin ici parladi.
Evet ben hayalciyim ve bu bir delilik yaptigim dedi...

Kelimeler bir bir agzindan cikarken bazen bu hikayeyi herkese anlattigini hissettim, evet tamamen oyleydi herkes SELARON´un hikayesini biliyordu.
Baska bir sey olmaliydi bunun icinde, sordum´sen ozel biri misin?´
Ben delinin biriyim dedi, yaptigim cok ozel bir calisma cunku yasiyor bu beni yansitiyor dedi.
Ama ben, sen sorunca sana cok onemli bir sey soylemek isterim dedi, diger anlattiklarimi unutabilirsiniz ama bu cok degerli...

¨Dunyaya bir cok hayalci geldi ve hala burda olanlarda var, onlarin tek bir hatasi oldu, hepsi baskalarinin hayallerini takip ederek ve gerceklestirerek yasadilar. Kendi hayalleri, projeleri, calismalari zihinlerinde olduler...
Ben de olecegim (dead) ama ben benim hayalimi gerceklestirmis biri olarak olecegim¨ dedi...

Usta soyler bir laf sen ister anlarsin ister anlamassin, usta gider yoluna, anlamak senin derdine...

Zincirin halkasi bu oldu, Misir dan Brezilya ya...
Simdi benim diger halkam ve hayalim nerdeyse oraya gidiyorum...

Sevgiyle kalin...

06.09.2009
RIO
20.30

6 Eylül 2009 Pazar

Normal Bir Gun GIBIYDI...

Bir normal gun gibiydi...

Sabah erken kalktim, herzamanki durum.

Biraz alisverise gidip evde ac kalmayi onleyici tedbirleri devreye almak istedim. Evi temizleyemicem cunku ekip lazim.

Migros benzeri bir yer vardi. Kapida 24 horas yaziyor. 24 saat acik migros. Bu sehir icin normal. 8.30 da gittik ama kasalardan 20/24 dolu. Millet sabahin korunde deli gibi alisveris yapmis fiyatlar Turkiye'den biraz ucuz.

Nutella felan aldim ic acici yiyecekler.

Ev sahibi de su aliyor. Esitlikci olduk.

Biraz esyalari ayarladim, ardindan francisco'nun universitesine yola ciktim. Adam gel dedi gercek ortami gor.

Iceri giriste kimlik kontrolu yok, zaten polis de yok. Bisiklet parki oncelikli alan, onu takiben ogrenciler icin yerler geliyor. Francisco kendi bolumunu gezdiyor. Burdaki adamlarin bazilari dunyaca tanimis. Universite bahcesinde her bolum ogrencileri icin ayri tek katli evler var. Burda herkes bir arada, konusma bulusma, dans ve party noktasi.

Profesoru ve okul arkadaslariyla bulsutuk bir yemek yedik, cikista Marcio yu arayalim mi? Dedim.

Tesaduf bu ya Marcio da okuldaymis, ona da sikinti basmis ne isim var burda diye o sikintisinin tam otasinda biz aradik. Iste burda olma nedenim dedi, 2 dakika sonra arabasiyla geldi yanimiza. Kirmizi Ford...

Beni TV kanali ile ilgili gorusmeye goturecek, zaten gidis cok karmasiklasmisti iyi oldu. Degisik bir kiz aktor oldugundan var bir dedilik, etrafta aktorler beni buluyor var bir bok. Ruhsal olarak da bir dreamer kendisi, her sey guzel konusuyoruz biraz sonra kanala goturuyor beni.

TV kanali girisinde randevudan dolayi sistemli hersey dakik ve yaka karti bile basilmis hazirlar. Birazdan toplanti odasina geciyoruz. 2 saatlik bir gorusme sonunda cok yakin dost olup cikiyorum ordan hatta, otobusle donucem deyince herkes numarasini veriyr sorun olursa ara diye...

Cikista insanlar beni oyle bir doldurmus ki sokakta kimseyi gormeyince nasil ortam acaba diyorum, tedirginlik degil de be careful sendromu, salla oglum sercan diyorum sanki 40 yillik brezilyali gibiyim sokakta.

110 hemen geliyor atliyorum.

Basta otobuste hersey guzel, sonra bir ara soyle bir sey oluyor. ISA heyeli ters gibi geliyor iplemiyorum. Yanimdakilerle konusmak cok zor zaten, otobuse yabancilar pek binmezmis. Portekizcenin sivelisi konusuluyor. Portekizce bilen de anlamiya biliyormus.

Cok sabrediyorum ama sonunda haritami acarak antalmaya calisiyorum ve asirlik otobus komedisi basliyor. El hareketi marifetleri ile neler yapilabildigini anlayacagimiz bir an. Cocuklarin surati dusuyor cunku kesin yanlis otobusteyim. RIO da yanlis otobus sorun degil. Sorun bu isten nasil cikilacagi. Koylu gibiyiz anasini satim. RIO koylusu.
Tunele giriyoruz. Tunel dedigin 2 km 2 tane daglik bir yer oldugundan tuneller yapili guney kuzey arasina. Tunelde trafik tikaniyor. Delirmek mumkun degil bir sey yapamassin cunku herkes sakince duruyor.
Sonucta cocuklar otobus herkes americano dedikleri beni eve gondermek icin turku numaralarla iletisim kuruyorlar. Biri arkadasini ariyor o ingilizce biliyormus. Son durakta in ordan bincen tekrar diyor. Son durak dedigi 1 saat mesafe haritada gorsen ben tunelde inip geri yuruyeyim dersin.
Icimden a.k. diyorum tabiii...
Uzun yolculuk son durakta bitiyor yeni otobuse geciyorum. Mevzuyu orda kesfediyorum. 110 ring hatti demekmis ben 110 gorunce binmisim her sakalliyi dede sanma durumu...

Gecemiz icin sonunda eve variyorum. Francisco hadi cikalim diyor. Cool...
Gece yine RIO dayiz.
Millet hep mi dans eder kardesim.
Burda barlar biraz farkli sokaklara tasiyor insanlar sokakta servis yapiyor garsonlar. Kokos artistler yok bizdeki gibi yer yoksa suraya gidelim demiyorlar sokak bir kultur ve ses duzeyi cok dusuk barlarda. Insanlar konusuyor icki iciyor dans ediyor hani bizde konusmuyor dans etmiyor icki almiyimin tersi. Bizde barlar podyumdur yaslanirlar duvara diyorum. Gel de anlat brezilyaliya. Gelince gorursun diyorum.

yatalim artik eve donuyoruz...

04.09.2009

RIO De Janeiro

RIO DE JANEIRO

Kaos.. Kadin.. Kir.. Kumsal.. Kas... KARNAVAL...

Rio brezilya'nin eski baskenti. Su an baskent Brezilya. Burda boyle bir durum var eyaletin adi eyaletin bir sehrinin de adi. New york, new york gibi.

Sehir ilk giriste kirli dereler, kotu reklamlar, bitik kenar mahallelerden baska bir sey degil. Otogara yaklasinca biraz daha duzeliyor, ama burasi hakiki bir kaos. Otogarda cantalar kontrol ediliyor. Federal polis yolda 3 kere kontrol yapti. Burda kontrol sistemin geregi.

Otobusun soforu sefer baslamadan emniyetle ilgili cikislari ve yangin sonduruculeri gosterdi. Hiz sinirini hic asmadi her yerde radarlar mevcut.

Beni gardan sonra sehre tasiyacak otobuse gittim. 110 besiktas-kadikoy...

Cantami gorunce orta kapidan bin dedi. Tipki Turkiye...

Yol bitmiyor, her binen sarki soyluyor otobuste, zencilerde surekli bir tempo tutma hali var.

Sonunda burda in diyorlar tam incem RIO nun meshur heykelini goruyorum. Biraz baktim tabii. Baya buyuk ve yuksek bir nokta.

Son etapta evi de buluyorum kalacagim. Francisco... Bilgisayar muhendisi, biraz deli biri, proogramlama ile yemis beynini. Biraz akordion caliyor. Biraz gezgin. Biraz da pasakli. Lutfiye gorsen kafayi yersin ben bile mahvoldum...

Yarin ki gorusmemden bahsediyorum. Neler goturcem onlari gozden geciriyoruz.

Ben biraz disariya cikayim diyorum. Gun batmadan okyanusa giricem...

Sahil alabildigine, hatta dalgalardan sahilde su buhari tabakasi olusmus, dolunay silueti ile birlesiyor.

Ilgincki denizde kimse yok, yaklasiyorum suya havanin 28 derece oldugunu biliyorum da su nasil acaba. Cok soguk degil, lakin problem o degil. Sert ve keskin dalgalar var. Sahile 10 metre vuruyor. Pek hos gelmedi gozume, girmiyorum izlemek daha guzel.

Sahilde bizde oldugu gibi sandalye semsiye felan kiralaniyor. Buranin ilkbahari ve cok gozde degil ama yine de insan var. Sandalyeleri getiren calisanlar gece toplayipar abaya yukluyor evlenine tasiyor. Bunlar az gelirliler, her gun bu isi yapiyorlar. Delilik denecek kadar zor.

Yurumeye basliyorum. Ayak tenisi burda milli spor RIO'ya ozel. 2 kisili takimla oynaniyor voleybol sahasinda,bir kadin gozume carpiyor. Ardayi donunda sallar. Inanilmaz. Saka gibi iyiler.

Yola devam ediyorum. Burda spor cok degerli herkes kosuyor yuzuyor surf yapiyor yuruyor...

Ama kiyafet show yok burda vucud show var. Tum kizlar tanga ya yakin ve feci dekolte bikiniler. Erkeklerde slip mayo ve ustsuzler. Bizim ne kizlar ne erkekler burda prim yapar. Rakipsiz burdakiler...

Bir de Inek var tanidik...

Eve geldigimde Francisco ile konusuyoruz. Tum markalarin yerel olusu, ulkeye bagli olan brezilyalilar, samimiyet ve doga dusunceli yapilanma.

Bunlar temel brezilyalilik. Yeni baskan isciymis eskiden liberaldi diyor ama secilince saga kaymis. Politikaci her yerde politikaci. Bizimki de sola kaydi dedim, kaypaklik milli meselemiz...

Polisin rusvet aldigindan bahsediyor, politikacilar gibi...

Yarinki programa dahil olarak haritayi aciyoruz. 24 eyalet ve dev gibi bir ulke brezilya 160 milyon nufus. Anlatiyor ama bitmiyor.

Yemek yapmadigindan disari gidiyoruz bir seyler yemege, persembe, cuma ve cumartesi en iyi aksamlarmis. Saat 10 da disardayiz kimseler yok 1 gibi gelirler diyor bir de sehir merkezi kalabalikmis bu konuda yarin aksam gidebiliriz.

Cumartesi bir dogum gunu var. Pazar Francisco'nun bir arkadasinin dugunu var.

Arjantin gecisi icin bu aksam bakicam.

Gozumde buyudu...


Halletcez...

04.09.2009

12.30