6 Eylül 2009 Pazar

RIO De Janeiro

RIO DE JANEIRO

Kaos.. Kadin.. Kir.. Kumsal.. Kas... KARNAVAL...

Rio brezilya'nin eski baskenti. Su an baskent Brezilya. Burda boyle bir durum var eyaletin adi eyaletin bir sehrinin de adi. New york, new york gibi.

Sehir ilk giriste kirli dereler, kotu reklamlar, bitik kenar mahallelerden baska bir sey degil. Otogara yaklasinca biraz daha duzeliyor, ama burasi hakiki bir kaos. Otogarda cantalar kontrol ediliyor. Federal polis yolda 3 kere kontrol yapti. Burda kontrol sistemin geregi.

Otobusun soforu sefer baslamadan emniyetle ilgili cikislari ve yangin sonduruculeri gosterdi. Hiz sinirini hic asmadi her yerde radarlar mevcut.

Beni gardan sonra sehre tasiyacak otobuse gittim. 110 besiktas-kadikoy...

Cantami gorunce orta kapidan bin dedi. Tipki Turkiye...

Yol bitmiyor, her binen sarki soyluyor otobuste, zencilerde surekli bir tempo tutma hali var.

Sonunda burda in diyorlar tam incem RIO nun meshur heykelini goruyorum. Biraz baktim tabii. Baya buyuk ve yuksek bir nokta.

Son etapta evi de buluyorum kalacagim. Francisco... Bilgisayar muhendisi, biraz deli biri, proogramlama ile yemis beynini. Biraz akordion caliyor. Biraz gezgin. Biraz da pasakli. Lutfiye gorsen kafayi yersin ben bile mahvoldum...

Yarin ki gorusmemden bahsediyorum. Neler goturcem onlari gozden geciriyoruz.

Ben biraz disariya cikayim diyorum. Gun batmadan okyanusa giricem...

Sahil alabildigine, hatta dalgalardan sahilde su buhari tabakasi olusmus, dolunay silueti ile birlesiyor.

Ilgincki denizde kimse yok, yaklasiyorum suya havanin 28 derece oldugunu biliyorum da su nasil acaba. Cok soguk degil, lakin problem o degil. Sert ve keskin dalgalar var. Sahile 10 metre vuruyor. Pek hos gelmedi gozume, girmiyorum izlemek daha guzel.

Sahilde bizde oldugu gibi sandalye semsiye felan kiralaniyor. Buranin ilkbahari ve cok gozde degil ama yine de insan var. Sandalyeleri getiren calisanlar gece toplayipar abaya yukluyor evlenine tasiyor. Bunlar az gelirliler, her gun bu isi yapiyorlar. Delilik denecek kadar zor.

Yurumeye basliyorum. Ayak tenisi burda milli spor RIO'ya ozel. 2 kisili takimla oynaniyor voleybol sahasinda,bir kadin gozume carpiyor. Ardayi donunda sallar. Inanilmaz. Saka gibi iyiler.

Yola devam ediyorum. Burda spor cok degerli herkes kosuyor yuzuyor surf yapiyor yuruyor...

Ama kiyafet show yok burda vucud show var. Tum kizlar tanga ya yakin ve feci dekolte bikiniler. Erkeklerde slip mayo ve ustsuzler. Bizim ne kizlar ne erkekler burda prim yapar. Rakipsiz burdakiler...

Bir de Inek var tanidik...

Eve geldigimde Francisco ile konusuyoruz. Tum markalarin yerel olusu, ulkeye bagli olan brezilyalilar, samimiyet ve doga dusunceli yapilanma.

Bunlar temel brezilyalilik. Yeni baskan isciymis eskiden liberaldi diyor ama secilince saga kaymis. Politikaci her yerde politikaci. Bizimki de sola kaydi dedim, kaypaklik milli meselemiz...

Polisin rusvet aldigindan bahsediyor, politikacilar gibi...

Yarinki programa dahil olarak haritayi aciyoruz. 24 eyalet ve dev gibi bir ulke brezilya 160 milyon nufus. Anlatiyor ama bitmiyor.

Yemek yapmadigindan disari gidiyoruz bir seyler yemege, persembe, cuma ve cumartesi en iyi aksamlarmis. Saat 10 da disardayiz kimseler yok 1 gibi gelirler diyor bir de sehir merkezi kalabalikmis bu konuda yarin aksam gidebiliriz.

Cumartesi bir dogum gunu var. Pazar Francisco'nun bir arkadasinin dugunu var.

Arjantin gecisi icin bu aksam bakicam.

Gozumde buyudu...


Halletcez...

04.09.2009

12.30


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder