1 Eylül 2009 Salı

Ilk Gun SOYULDUK.

Sabah kalkisim 07.00 idi. Gayette iyi uyumusum.
 
Maria planlari anlatip durdu. Dedim ki cikalim kapidan ne olursa olsun.
Yola koyulduk.
 
Burasi Amerika'nin bir modeli gibi yapilmis. Caddeler oldukca genis hatta yandaki gokdelenlerde New York'u animsatiyor. Cok organize bir sehir. Etrafta gorsel reklam kirliligi yok nedenini merak ettim. Yeni gelen Belediye baskani tum baskilara ragmen kaldirmis dev ilanlari. Eskiden biz bu binalari goremezdik simdi gun yuzune cikti dedi Maria hakkatende oyle sade bir gorunum var. Binalarin en eskisi 400 yillik... Cok derin bir tarih yok tabii bolgede. Gezerken Maria nin yazdigi dergiyi saticida goruyoruz bana da gosteriyor...
 
Adim basi polis var, bu biraz beni sasirtti konusmak istiyorum dedim.
Konusmaya gittik polislerin yanina. Buradaki polisin calisma modeli Tokyo'dan alinmis. Inanilmaz kibarlar ve ictenler. Yabancilara karsi degil herkese karsi. Polis her konuda yardimci oluyor basindan insan eksik olmuyor. Cok duzgun kiyafetleri var onun otesinde cok disiplinliler. Oyle elde cay kahve yada sigara nobet tutani yok.
Tum ekipmanlari ve araclari da ust duzey modellerden. Bizim ulkemizden farklarini anlattim biraz. Onlarda sistem bilgisi verdiler. Karavanlarda mobil merkezler var surekli; Motorsikletli-bisikletli-atli polisler var. Ayrica polis kendi arasinda da ayrilmis: mesela bir grup sivil polis-bir grup sadece suphelileri arayan turde-bir grup ozel suclara bakiyor hepsini ayirt edebilyorsunuz. Ayrica karakol cok seyrek hep mobiller. Bizdeki gibi her ilceye 10 emniyet binasi diye bir kavram yok. Nasil hitap edersiniz dedim aractayken. Mikrofandan "dikkatinizi rica ediyoruz" derlermis. Bizde ufler dedim polis megafona, herkes yolu acar dedim. Inanamadi adamlar. Dedim bizimkiler oyledir, serinletirler...
Lakin bir ilginc manzara gordum ki gulmeden edemedik burda, bir kilise bahcesi 3 tane atli polis atlar bahceye sicmakta, kilise acik, yine bahcede parayla kendini satan kadinlar. Yahu dedik bu nasil bir ucleme...
 
Oglen bir ara yagmur parkina girdik. Park yagmur ormanlari agaclarindan olusuyor. Sembolize bir park. Orda liseye gide cocuklar vardi onlarla konustuk biraz, 16 yasinda sigara iciyorlar. Birde bir cinli vardi 10 dakika konustuk cocuk 30 kere yere tukurdu. Cin de malum ya bu tukurme olayi adetten... Cocuklardan birinin buyuk buyuk babasi turkmus. Alex felan deyince uctu ne yapacagini sasirdi. Fenerbahce dedi baska bir sey demedi. Ha birde alex formali fenerliler gordum gun icinde, halk her tur giyiniyor. Sokak ortasinda cok duzgun kotlu tipleri ustsuz goruyorsunuz. Soyle solim Maslak'ta is merkezlerinin orada oglen yemeginde ustsuz erkekler dolasiyor gibi bir sey kimse de donup bakmiyor.
Kadinlarin gogus dekolteleri ayri tabii. Gogsu kapamayan dekolte.
 
Uc bes tur derken meshur central kathedrale geliyoruz. Bu arada Maria 2 dakikada bir dikkat edin cantaniza, paraniza diyor acayip bayiyor artik her dakika hirsiz kolluyoruz ben en sonunda aman diyorum iplemiyorum.
Bir otobus duraginda otururken telefon geliyor. Arayan debora, Hintli Pramoud Kumar (servas genel sekreteri) brezilya da bulusurmusunuz diyor. Kabul ediyoruz. 20 dakika sonra pramoud ile bir aradayiz 36 saattir yoldaymis. Onla en son Italya da karsilasmistim bir kere hindistan bir kere de Turkiye'de. Dunyanin bir ucu arkadasimiz...
Servas boyle bir sey...
 
Geziye devam ediyoruz...
Ediyoruz ama Maria'nin hirsiz anonslari sonunda yakamiza yapisiyor.
 
Negatifi cagirdi resmen...
 
Ilk gunun yarisiydi yarin devam edicem...
 
02.09.2009
00:19

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder