28 Eylül 2009 Pazartesi

Yol Zamanı


Yol zamani.

Ne olup bittigini karsilastirma ile anlayabilirsin, ama o cok da dogru bir yol degil, baska bir yetenegini ve acikligini koy bunun icin. Ictenlik olabilir mi bu? Teoride evet pratikte de bakmak gerekli.

1 aydir turkce konusmuyorum, bir rahatsizlik duymadim, zeytinyagli da yemedim hic, mangalda yapmadim, yoldaki insanlarin bakislarina da maruz degilim. Peki ne bok oldu o vakit.

Soyle soylıyeyım, gezinin buyulu bir gucu var, senin tum olusturdugun dengeleri, alanlari, davranislari yada ustune giydigin kilifi tanimiyor. Seni oldugun halinle ortaya koyuyor. Seni seninle bulmani sagliyor. Zorluyor... Sen kimsin dercesine sarsiyor, sercan in cizdigini degil oldugu halini gosteriyor.
Dervisler cok gezerlermis, yola dustuklerinde de ellerinde bir kaplari birde yurekleri varmis.
Belki onlarin yolculukta kesfettiklerini bizler de bir zamani geldiginde yapabiliriz. Ben de yapabilirim, bakalim bu yolda ne kadar basarabilmisim.

Bir gun yanlis otobuse bindigimde ani bir korku ve cekingenlik yasamistim, o an gereksiz dedim, kotu degil iyi nokta bulacak seni... Iste o bir andan sonra hic cekinmedim yaptiklarimda...
Gezinin getirdigi sihir.

Adriana ile onla karsilastigimizda konusurken sona sakliyabilecegim bildirimleri ve fikirleri acikca soyledim, iyiydi bu, o da geziyle geldi

Denize yanliz basima giderken gercekten birini aramadim, ama olsa iyi olurdu dedim, ne olcak benim bu esli hareket merakim. Kimseye ozlem duymadim bu konuda ama olsa nasil olur diye aklimdan gecirdim...

Bir kere gece uyanip yemek yemedim, bilen bilir deliyimdir bu konuda.

Bir gun birisi sinirlarimi zorladiginda kabul edip ilerledim, cok agir dokunsa da pesini birakmadim, sonar da bazen sinirlandirdigim halimi gordum hayatimda..
Bu kesif icin olmazsa olmaz yolculuk durmayin yerinizde, gezinin...

Bagimliliklarima karsi durmadim, onlari serbest biraktim, onlar da beni. Cunku rahatlik alanimizdan cikmanin en onemli ani, bagimliliklarimiz ve onlarin yerini almasina izin vermemiz gereken yenilikler.
Bu konuda cok adim attim,oyleki ilk anin sercan'i degil de o anin sercan'i vardi artik. Bagimsiz ve daha da sinirsiz ucabilen...

Istemediklerimi soyledim, istediklerimde sonuna kadar gittim. Dert edecek kadar zaman vermedim sorunlara, en sevdigi cicegin tum cicekleri perdeden koptugu anda bile, olsun deyip gulen sevgi dolu birini gordukten sonra cok zordu artik benim icin tasalari tasimak..

Dun gece bir ruya gordum, bir ozel yeni yapilmis yeri ziyarete gidiyoruz annemle bizi kabul ediyorlar. Sonra birden bizi yeraltindaki yere davet ediyorlar, ben inelim diyorum. 35 kat asagiya iniyoruz.
Indigimiz zemin camur, bir de gol var, gunes var ama cok guclu degil. Birde fok geliyor onu seviyorum. Sonra oraya basklari da geliyor kimisi olmus(dead) karakterler, kimi de tanimadiklarim. Bir farenin uzerine basiyorum, aman tanrim gibisinden bir durum. Dunyanin merkezine giden bir yolculukta bir fare katili olarak uyaniyorum...

Belki de kisa bir ruhsal ozetti bana gorunen, belli olmayacak hic bir zaman.

Cok gezen mi sorusu geldi bilgelik icin, yolda ona cok baktim. Farkindalikla yol alan bunu her yerde yapabilir, bir istanbul gezisinde dahi…
Lakin bilinmedik bir yere yolculuk, ordaki degil sendeki bilinmedikleri gosteriyor.

Bir an bile dusunmeyin, cikin yola...
Yol zamani.

Sao Paolo-Madrid ucagi.
27-28/09/2009





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder