28 Eylül 2009 Pazartesi

3 yıl sonra...

3 yil sonra...

 

Insan degisiyor hakkaten ama Marina icin degisim sadece icsel olmus, gorsel olarak hic degismemisti.

 

Sabah Sao Paolo'ya 15 saatlik bir otobus yollculugunun ardindan vardim. Once Maria’ya gidip cantami birakmam gerekiyordu. Zira canta 35 kiloya dayanmisti. Dusunun az geriye gitsem devrilecek gibiydi. Indigim yerden eve gelisimi cok net bilmiyorum ama, dedimki buluruz nasil olsa hakkaten de oyle oldu, geriye baka baka yolu buldum. Bır metro ile gectim ve gayet kolaydi.

Evde Mai (maria’nin annesi) beni karşıladi. Bir banyo yaptim 3-5 nota baktim bilgisayarada ve disari ciktim. Lakin Marina’ya gidecegim icin herkes endislenmis olacak ki, buna klasik Brezilyali sendromu diyorum, butun gidis yollari icin herkes seferber oldu. 10 telefon edildi, e haliyle benim artik evi bulmamam biraz salaklik olcakti.

 

Ben Sao Paolo’nun ana meydanina indim aklimdan 2 sey geciyordu ilki eve kokonut meyvesi almak, ikincisi bitmek tukenmek bilmeyen magnet isteklerini yerine getirmek. Herhalde gezim turistik olmadigi icin hic magnet satan bir yere rastlamadim. Bu kadar zor olacagini tahmin etmemistim, sonucta fahis fiyata herlade havaalanindan alicam dedim. Iki japonun yaklasik 70 yaslarinda calistirdigi bir hedieyelik esya dukkaninda 2-3 sey buldum ama kadinlar biraz japon oduklarindan anlasmamiz uzun surdu. Magnet bulana kadar neler cikarttilar karsima bilemessiniz, bir ara bebek cikardilar oyuncak. Tomi arigatto dedim gulduler, eski bir deyim ise yariyormus. Birde eccissa, juvissyhai kelimeleri var, ki bunlari Erinc bilir… Onlari kullanmadik 70 inden sonar zaten kullanilmaz heralde.

 

Ordan ciktim yolda bir adamla tanıstım tezgahtar, burda yolda tezgah acmak cok rahat, zabita yok burda sadece polis var ve poliste bolivyali ve lublanli bir cok kisiye goz yumuyor. Yaptiklari da guzel seyler. Konustugum lublanli bana tezgahin uzerinde olan bayragini gosterdi, ben turkum dedim, ne yapacagini sasirdi. Burda tum lublanli, arap, irakli, turk, herkese TURCO deniyormus, ben Istanbul deyince adam havaya uctu. Tezgahi birkakacak gibi oldu, lan dedim numarami yapiyor niye abartti bu kadar, ama iste vatan meselesi heralde. Bana hediye olsun bunu al hediye olsun bunu al darken eglenceli bir konusma gecti sokak ortasinda, pardon sokak denmez dev bir ana cadde, Bagdat caddesinin 10 kat sasalisi.

 

Ordan ciktim, otobus duragina indim, tipleri duzgun 2-3 gence otobusu sordum ilgilendiler. Dediler burda ingilizce bilen az bizi buldun sanslisin, yok dedim duraga bir goz kestirdim, sizi en otobus bilir buldum ondan konustum gulduk birlikte, ardindan da benim arac geldi.

Biraz kalabalik tabii hatta 130 kilo biri vardi. Otobuse binisi ve inisi ozel izinle…

 

Velhasil portekizce konusan biletci ile anlasarak ben duragimda indim. Hemen Marina’nin evinin orasiymis. 5 dakika sonra evlerindeydim. Kardesi 9uncu kattan dusecekti beni gorunce, yahu sakin olun Turco…

Iceri girdigimde Marina henuz isten donmemisti. Biraz konustuk erkek kardesi auroveda ve yoga hocasi gayet sprituel ve rahat biri ayen de Marina ya benziyor. Annesinin gozlerinden isik cikiyordu. O da etkilli zamanin spiritual kisilerindenmis. Gozlerinden isik cikiyor zaten kadinin.

Biraz sonra annesi torunlari almaya gitti, kardesi de odaya gitti, bana da istersen televizyon izle dediler. Yok artik…

Neyse 30 dakaika kadar yazilarimla ilgilendim, ardindan annesi torunlarla dondu. E tabi cocuklarla olunca karisti ortalik ben bayagi dagittim onlarla.

 

1 saat sonra Marina geldiginde biz alt alta ustu uste salonda didisiyorduk cocuklarla.

 

Biraz evde kaldik ardindan haydi disari diyerek koyulduk yola, Marina hakkaten degismemısti. 3 sene once Italya’da karsilasip 2 haftayi manyaklar gibi beraber gecirmistik. O gunlerden konustuk yeni olaylari konustuk. Sonra arkadasinin restaurantina gittik. Oldukca guzel bir yerdi. Kadin gazetecilikten sikilip restaurant acmis, baya da unlu bir yer olmus sonrasinda. Biz bizeyi birazda abartarak orda yeni anlari yeni dostlari her bir konuyu konusarak ilerledik. Zekasina hayranim bu kizin 3 sene onceki konusmalarla simdikileri birlestirip bir yere variyor ve cidden yasiyor hayati. Saclarinda bir tek beyaz yok, doktora gitmis bir gun goz altimda cizik olustu sasirdim demis, doktor hic sasirma bu kadar gulersen sonunun bu olacagi kesin zaten demis, birakta o cizik te olsun o kadar.

Annesi ve babasi da geldi sonra restauranta, annesine ozel bir hediye verdim kadin bayildi, birde Marina dan daha genc duruyorsun dedim, ayaklari yerden kesildi, hakkaten de oyle ama kadinlara iltifat her yerde olumlu etki yaratiyor. Esi de super biri muhendismis, biraz konustuk ona da bir yuzbasi rutbesi rozeti verdim, dedim Turkiye de her kapiyi acar, eger onla gelirse ulkeye ne olur bilemem tabii…

 

Gece biter gibi oldu, Marina Roma’da sabahladigimiz gune de atfen eve mi gitcez sercan dedi, hayir dedim. Sehir merkezine surelim araci dedik. Gittik en civcivli mekana herkes bir dunya, gece sex shoplarin acik oldugu, orospularin kendini sattigi, her yerde her turden insanin opustugu bir Sao Paolo gecesine daldik.

Biz iki dreamer zaten sinirsiz konusuruz, iyice sinirsiz en derin konulara kadar girdik, bazen o bana bazen ben ona guldum, bazende sen de bu kadar mı sinirsizmisin beaa diye cikıstik birbirimizin limitlerini zorladik.

Iyi bir konusmaydi ki ilk defa Brezilya’da icki ictim, midemden dolayi icmiyordum ama bu gece farkli idi.

 

Ardindan bir gece klubune gittik, tabi oncesinde o bar bu bar derken turlamistik zaten baya. Burasi 3 katli bir yerde her yerde baska muzik caliyor insanlar iplemiyorlardi hic bir seyi, boylesine rahat barlar gormek guzel kasinti insanlar hic degiller. Gidin konusun dans edin opusun hersey serbest, atis serbest….

 

Saat 5 e dogru hadi dedik donus yoluna gecelim, arabayi zor bela bulduk ve yola ciktik, olmaz denen oldu ve aracin benzinı bitti yolda, ehhh turgay seren durumu, ebesinin a… ali sami olduk.

Ben zaten 5 kere benzin bitmesi olayi yasamisim artik olmaz diyordum, Brezilya’da oldu.

Marina gitti yakindaki bir yerden PetroBrasil merkezinden benzin getirdi, buranin en buyuk petrol firmasi logosu BP gibi ama ortak degillermis, yemez dedim, Ingilizler boyle bir kiyak konuyu kacirmazlar, vardir bir baglanti. Gecenlerde yerin 6.000 m mi 60.000 metremi hatirlayamadim, denizde cok zengin petrol bulmuslar. BP ıle bırlikte...

 

Eve vardigimizda saat 6.00 a.m. idi ben yatarken saatti 7.00 a.m. e kurdugumu hatirliyorum.

Sabah NGO toplantisina gidecegim diye…

Sonra ucmusum.

 

São Paolo

26.09.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder